Erektil Disfonksiyon İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Sertleşme bozukluğu yani Sertleşme Sorunu (Erektil Disfonksiyon) denilen olgu, istek olduğu halde cinsel ilişkiyi sürdürmek için yeterli sertliği sağlayamama veya hiç sertleşememe, ya da cinsel ilişkiyi sürdürmeye yetmeyecek kadar sertleşmeyi koruyamama durumuna verilen genel addır. Sertleşme bozukluğu tatmin edici bir cinsel ilişki yaşamanıza engel olur ancak tedavi edilebilir bir durumdur. Sertleşme bozukluğu rahatsızlığı olan kişiler;
* Cinsel ilişkiyi sonuçlandıracak sertliği uzun süre sürdüremez
* Cinsel ilişki için yetersiz ve kısmi bir sertlik oluşabilir ama ilişkiyi sağlayamaz
* Veya hiç ereksiyon (sertleşme) olmaz.
Sertleşme bozukluğu bazen iktidarsızlık olarak da adlandırılır, ancak tercih edilen terim genelde sertleşme bozukluğu – sertleşme sorunu veya erektil disfonksiyondur.
Kısaca özetlersek, erkeklerde istek olduğu halde tatmin edici bir cinsel ilişki için gerekli olan sertliği başlatma ya da devam ettirmede kalıcı yetersizlik durumlarına Sertleşme Bozukluğu denilmektedir. Bu belirtilerin 3 ay sürmesi çoğu otorite tarafından Sertleşme Bozukluğu tanısı konulması için yeterli kabul edilir. (Travma ve Cerrahi müdahaleler sonrası hariç)
Sertleşme bozuklukları belli bir yaş ve üzeri erkeklerde mantıklı nedenlerle daha çok ilişkilendirilir. Sonuçta, ereksiyon problemleri özellikle diyabet ve kardiyovasküler hastalık gibi yaşa bağlı durumlar ortaya çıktıkça daha yaygın hale gelir.
Bununla birlikte, genç erkekler de sertleşme bozukluğu yaşayabilirler. Bunun nedenlerini anlamak için, ereksiyon yani sertleşme mekanizmasını gözden geçirmek faydalıdır. Bir erkek cinsel olarak uyarıldığında, düz kas dokusu gevşer ve atardamarlar genişleyerek penisin kanla dolmasına izin verir. Bu meydana geldiğinde, düz kas dokusu kişi boşalıncaya kadar penisteki kanı hapsetmeye çalışır.
Bazı erkeklerde tıp dilinde Ateroskleroz denilen kalıtımsal veya beslenme alışkanlıklarındaki problemlerinden dolayı oluşan damar sertleşmesi olabilir, bu da penise kan akışını bozar. Ateroskleroz, damarların iç duvarında çeşitli maddelerin (özellikle kalsiyum) birikimine bağlı olarak ortaya çıkan kalınlaşma ile ortaya çıkan bir durumdur. Birikim nedeniyle damar daralır ve kanın damar içindeki akışı sınırlanır. Halk arasında damar sertliği olarak da bilinir.
Sertleşme bozukluğu yaşayan genç hastalar ile ilgili UCLA’da yapılan bir çalışmanın sonuçları Uluslararası ED Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanmıştır* Bu çalışmaya yaşları 18 ila 49 yaşları arasında değişen ve son bir yıl içinde en az altı ay boyunca sertleşme bozukluğu yaşadığını belirten 23 genç hasta çalışmaya alındı. Ortalama yaş ise 33 olarak belirtildi ve her erkeğin penisine periyodik aralıklarla ultrason taraması yapıldı.
Araştırmacılar, kullanılan kriterlere bağlı olarak çalışmaya katılan erkeklerin sadece % 4 ile 13’ünde damar sertleşmesi bulguları buldular. Çalışmanın sonucunda ise bu verilere dayanarak, genç erkeklerde sertleşme bozukluğu vakalarının çok az bir kısmının penis damarlarındaki sorunlardan kaynaklandığını belirtmişlerdir. Bu hastaların yaşadıkları sertleşme bozukluğunu tanımlamaları istendiğinde, çoğu ilişkiye başladıktan sonra ereksiyonu yani sertleşmeyi sürdürmede sorun yaşadığını iletmiştir. Ereksiyon meydana geldiğinde ereksiyonun sürdürülememesi durumu daha çok penise giden toplardamardaki kapakçık (bir çeşit valf mekanizması) yapısının bozulmasıyla ortaya çıkan venöz yetmezlik (venöz kaçak) rahatsızlığı olabilir. Bu hastalıkta penis içerisinde sertleşmeyi sağlayan tüplere normal bir şekilde gelen kan, toplardamardaki kaçak nedeniyle kişi herhangi bir boşalma yaşamadan veya ilişkiyi devam ettirecek kadar bir süre geçemeden vücuda geri döner.
Sertleşme bozukluğu çeşitli sağlık sorunlarına göre değişir. Prensip olarak Erektil Disfonksiyon, aşağıdaki hasta tiplerinde çok sık görülür:
– Obezite hastaları
– Diyabet hastaları
– Kalp krizi öyküsü olan hastalarda
– Radikal prostatektomi ameliyatı olan hastalar
Sertleşme bozukluğu tanımlaması kişiden kişiye değişir. Toplumsal çekincelerden dolayı hastaların sorunlarını iletmekten çekinmesi de gerçek hasta sayısını doğru olarak tahmin etmeyi zorlaştırır. Genel olarak ereksiyon probleminin tanımı ve bunun sertleşme bozukluğu olarak nitelendirilmesi için ne kadar süre devam etmesi gerektiği konusunda evrensel olarak kabul edilmiş bir kriter de yoktur. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere belirtilerin 3 aydan fazla sürmesi çoğu otorite tarafından Sertleşme bozukluğu tanısı konulması için yeterli kabul edilir.
Genel kabul görmüş güvenilir bilimsel araştırmalar, tüm dünyada 40 yaş ve üzeri erkeklerin %52’sinin Türkiye’de ise 40 yaş ve üzeri erkeklerin yaklaşık %34’ünün bu sorunla karşılaştığını belirtmektedir. Dünya çapında yaklaşık 100 milyon erkeğin sertleşme bozukluğu ile yaşadığı tahmin edilmektedir. Çoğu erkek hayatının bir döneminde bu sorunla karşılaşır ancak genellikle bu durum geçicidir ve bazen tedaviye bile ihtiyaç duymadan kendiliğinden şikayet belirtileri kaybolur.
Sağlık problemleri ve çoğu zaman psikolojik etkenler (stres, kaygı, performans anksiyetesi vb.) sertleşme bozukluğu oluşmasına neden olabilir. Ayrıca erkeklerde diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol ve prostat ameliyatı gibi tıbbi durumlarla da ilişkilidir. Bir erkeği bu sağlık sorunlarından ne kadar çok faktör etkilerse, sertleşme bozukluğu riski de o kadar yüksek olur. Ancak bazı ender durumlarda bu nedenlerin hiçbiri olmamasına rağmen gene de sertleşme bozukluğu görülebilmektedir.
Bazı durumlarda erkeğin yaşı da bir endişe kaynağı olabilir. Sertleşme bozukluğu özellikle 60 yaşından sonra daha sık görülebilmektedir. Rahatsızlığın ortaya çıkması, 40 yaşındaki erkeklerde % 39 oranlarında görülürken bu oran 60 yaş ve üzerinde % 67’dir. Bununla birlikte sertleşme bozukluğu rahatsızlığı her yaşta olabilir ancak yaşın kendisi tek başına sertleşme bozukluğu nedeni olamaz. Bununla birlikte yaşlı erkeklerde kalp ve damar hastalıkları özellikle diyabet gibi bazı sağlık sorunlarının daha sık görülmesi ve bununla ilişkili ilaçların kullanımıyla ortaya çıkan yan etkiler yaşla birlikte sertleşme bozukluğunun artış oranını bilimsel olarak açıklamaktadır.
En basit anlatımıyla penise gelen kan akışı bozukluğu sertleşme bozukluğunun en yaygın nedenidir. Diyabet, yüksek tansiyon ve damar sertleşmesi (ateroskleroz) gibi çeşitli hastalıklar da kan akışını kötü yönde etkileyebilir. Aslında, damar sertleşmesi 50 yaşından büyük erkeklerde sertleşme sorununun kabaca % 40’ına neden olur.
Sinir sistemini etkileyen hastalıklarda vücudun cinsel uyarım sinyallerini işleme yeteneğine müdahale ederek sertleşme bozukluğuna neden olabilir. İnme veya omurga yaralanmalarından kaynaklanan sinir hasarı ve multiplskleroz, Parkinson gibi diğer nörolojik hastalıklar, beynin cinsel uyarılmaya tepki verme yeteneğini önler ve cinsel işlev bozukluklarına neden olur.
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hem damar hem de sinir sistemlerini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Hastalığın tipine bakılmaksızın diyabetik hastaların yaklaşık % 50’sinde sertleşme bozukluğu görülür.
Ayrıca kaza sonucu sinirlerin veya damarların hasar görmesi ve bunun sonucunda penise kan akışını engelleyecek şekilde oluşan kırık veya ezikliklerden de kaynaklanabilir.
Benzer şekilde, prostat, mesane veya kolon kanseri tedavisinde yapılan ameliyatlar ve radyasyon terapileri de sertleşme bozukluklarına neden olabilir.
Düşük testosteron, tiroid veya hipofiz bezi sorunları gibi hormonal bozukluklar da sertleşme sorunlarına neden olabilir.
Penis içinde sert plak oluşumuna sebep olan ve penisin normal olmayan şekillerde kıvrılmasına veya bükülmesine neden olan Peyroni hastalığı da sertleşme bozukluklarına neden olabilir.
Bazı kronik hastalıkları tedavi etmek için kullanılan ilaçlar sertleşme bozukluğuna neden olmaktadır. Beta-blokerler, bazı kalp ilaçları, bazı peptik ülser ilaçları, uyku hapları ve antidepresanlarla yapılan tedaviler bu sınıflandırmaya girer.
Yoğun alkol ve sigara tüketimi, uyuşturucu kullanımı, sağlıksız tek tip beslenme gibi parametrelerin sonucu olarak tek tek veya birlikte sertleşme bozukluğuna neden olabilir.
Sertleşme bozukluğu ile ilişkili diğer kronik hastalıklar arasında kronik böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, Alzheimer hastalığı, uyku apnesi ve KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) sayılabilir.
Çoğu zaman, birkaç faktörün birlikte seyretmesi sertleşme bozukluğuna neden olur. Sonuç olarak risk faktörleri veya koşullarının sayısı arttıkça, erkeklerde sertleşme bozukluğu görülme oranı da buna bağlı olarak artar.
Sertleşme bozukluğunun yaygın nedenleri şunlardır:
– Fizyolojik bozukluklar: Hastalarda görülen diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği ve bazı kan damarların tıkanması, penise olan kan akışının bozulmasına neden olabilir. Bazı hormonal problemler ve kullanılan ilaçlar da erektil disfonksiyona yani sertleşme bozukluğuna neden olabilir.
Örneğin inme veya MS hastalığı (multiplskleroz) beynin vücudun geri kalanıyla iletişim kurma yeteneğini etkileyebilir. Beynin, sinirlerin veya omuriliğin farklı bölgeleri hasar görürse, penise doğru mesajlar iletilemez.
– Psikolojik nedenler: Erektil disfonksiyon, çiftler arasındaki ilişki sorunları, performans kaygısı, stres, depresyon (iş, aile, finansal nedenli) cinsel istismar öyküsü, cinsel davranışla ilişkili duyulan suçluluk veya korku, ayrıca altta yatan diğer mental rahatsızlıklardan da kaynaklanabilir.
Hangi testler sertleşme bozukluğu nedenlerini tanımlamaya yardımcı olabilir?
Sertleşme bozukluğu tanısı, hekim ile görüşme, ardından fiziki muayene ve gereken durumlarda birkaç test ile oldukça kolay konulabilmektedir. Bu testler genel olarak,
Fiziki Muayene
– Sabah sertleşmesi sorgulaması: Sağlıklı erkekler normalde gece uyurken istemdışı ereksiyon olurlar. Buna halk arasında sabah sertleşmesi de denilmektedir. Eğer bu olmuyorsa hormonlar veya penise kan akışı ile ilgili bir sorunun göstergesi olabilir.
– Nabız muayenesi : Tansiyon ve diğer kan basıncı parameterelerine bakılır.
– Rektal muayene : Prostat kontrolü yapılır.
– Karın muayenesi : İç hastalıklar neticesinde tetiklenen bir durum olup olmadığının anlaşılması için yapılır.
Kan vb. Testler İle Bakılan
– Testosteron
– Kan şekeri seviyeleri
– Lipid profilleri
– Karaciğer ve böbrek fonksiyonu
– Tiroid fonksiyonu
– İdrar tahlili
– Vasküler test
– Enjeksiyon testi: İlaca cevap, hekimin sorunun nedenini tanımlamasına yardımcı olabilir.
– Renkli Doppler renkli damarsal kan akışı haritalaması veya Doppler ultrasonu olarak da adlandırılır. Doktorların kan damarlarının yapısını ve penisteki kan akışını görmesini sağlayan bir ultrason biçimidir.
Sertleşme bozukluğu tanısı oldukça kolaydır. Öte yandan bu sorunun neden kaynaklandığını belirlemek daha zor olabilir. Hekimin kendisine başvuran hastasının neden sertleşme bozukluğundan şikayetçi olduğunu doğru bir şekilde belirleyebilmesi için, genellikle kapsamlı bir hasta görüşmesine, ardından fiziki muayeneye ve muhtemelen birkaç laboratuvar testine ihtiyaç duyacaktır.
Sertleşme bozukluğunda belirtileri ve durumları değerlendirmenin birkaç yolu vardır. Bunlardan biri olan Ereksiyon Sertlik Skoru (ESS), bir erkeğin cinsel ilişki için yeterince sertleşememesi veya sürdürememesi durumunu sayısal olarak değerlendirmek için kullanılır.
1998 yılında geliştirilen ESS, erkeklerin kendi başlarına kullanabileceği tek maddeli Likert ölçeğidir. Bu ölçek “Penisinizin sertliğini nasıl değerlendirirsiniz?” sorusunu düşünmenizi ve aşağıdaki seçeneklerden kendinize en uygun olanını seçmenizi ister. Buna göre;
0 – Peniste herhangi bir değişim (büyüme veya sertleşme) yoktur.
1 – Penis biraz büyür, ancak sert değildir.
2 – Penis biraz sertleşmiştir, ancak cinsel ilişki için yeterince sert değildir.
3 – Penis cinsel ilişki için yeterince serttir, ancak tamamen sert değildir.
4 – Penis tamamen sert ve diktir.
Dr. Muayenesi Aşağıdaki Soruları İçerebilir:
*Sertleşme bozukluğu şikayetine ilişkin sorular
*Sertleşme bozukluğuna neden olabilecek tıbbi faktörlerle ilgili sorular
*Sertleşme bozukluğuna katkıda bulunabilecek psiko-sosyal faktörlerle ilgili sorular
*Ön değerlendirme veya tedavi ile ilgili sorular
Hastaların ve eşlerinin tedavi seçeneklerini anlamalarına yardımcı olmak sadece ilk adımdır. Ayrıca ilişkileri hakkında düşünmeleri ve beklentileri hakkında açıkça konuşmaları gerekebilir. Sertleşme bozukluğunu tedavi etmek genellikle zaman, çaba, sabır ve anlayış gerektirir.
Sertleşme Bozukluğuna İlişkin Sorular:
1. Sertleşme bozukluğu belirtileri ne kadar zamandır var?
2. Sertleşme bozukluğu yavaş yavaş mı yoksa aniden mi başladı?
3. Sabah sertleşmesi yaşıyor musunuz? Bu soru doktorunuzun sorunun ciddiyetini veya nedenini belirlemesinde çok önemli bir tanıdır.
4. Cinsel birleşmeye yetecek kadar sertleşme sağlayabiliyor musunuz? Doktorunuz bu memnuniyetsizliğin kişiden kişiye değişebileceğini bildiği için sertleşme bozukluğunun ne kadar şiddetli olduğunu anlamalıdır.
5. Sertleşme bozukluğunuz farklı partnerler veya mastürbasyon gibi farklı zamanlarda ve durumlarda değişiyor mu?
6. Cinsel istek (libido), uyarılma, boşalma veya orgazm ile ilgili herhangi bir zorluk yaşıyor musunuz?
7.Sertleşme bozukluğu ile oluşan durumun, cinsel güveniniz veya ilişkiniz üzerinde ne gibi olumsuz etkisi var?
8. Sürekli ilaç kullanmanıza neden olacak bir rahatsızlığınız var mı?
(Sertleşme bozukluğu diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, vasküler hastalık, nörolojik durumlar, kronik karaciğer veya böbrek hastalığı gibi erkeklerde diğer bazı yaygın hastalıklarla güçlü bir şekilde bağlantılıdır)
9. Şu anda hangi ilaçları kullanıyorsunuz?
10. Arada bir aldığınız bir ilaç var mı? Ne kadar sıklıkta içiyorsunuz?
11. Alkol veya uyuşturucu kullanıyor musunuz?
12. Penisinizde Peyroni adı verilen bir eğrilik var mı? Eğer varsa, ağrı veriyor mu? Eğriliğin yeri ve şiddeti nedir? (Penisin içinde plak oluşturan ve eğilmesine veya bükülmesine neden olan Peyroni hastalığı da sertleşme bozukluğuna neden olabilir)
13. Özellikle pelvik bölge olarak adlandırılan karın bölgenizde geçirmiş olduğunuz bir ameliyat veya radyasyon tedavisi (radyoterapi) öyküsü var mı? (Örneğin, prostat ve mesane hastalığı tedavileri de erektil disfonksiyona yani sertleşme bozukluğuna neden olabilir)
14. Pelvik, genital veya omurilik travması öyküsü var mı?
Bu bölgelere kaza veya başka nedenlerle zarar verilmesi durumunda vücudun ereksiyonu sağlama ve sürdürme yeteneğini olumsuz yönde etkileyebilir.
15. İdrar yollarınız ile ilgili bir problemleriniz var mı? (Acılı idrar yapımı, sık ve az miktarda idrar çıkış vb.)
Psiko-sosyal Sorular
1. Eşinizle veya partnerinizle olan ilişkiniz nasıl? Son zamanlarda bir şey değişti mi? (Sertleşme bozukluğu evlilik veya ilişki sorunlarının bir yansıması olabilir)
2. Seks hayatınız nasıl? Son zamanlarda bir şey değişti mi? (Bazen cinsel ilişkilerinizin kalitesi ve sıklığı, sizden ve partnerinizden cinsel yönde beklentileriniz veya herhangi bir performans kaygısı gibi durumlar da sertleşme bozukluklarına yol açar)
3. Genel olarak, çok stres altında mısınız? Özellikle son zamanlarda sizi üzen bir şey oldu mu? (Özel hayatın herhangi bir yönünden aşırı stres, işle ilgili problemler, ilişki, finansal, vb.)
4. Herhangi bir psikolojik rahatsızlığınız var mı veya bir psikoloğa görünmeyi düşündünüz mü?
*Sertleşme bozukluğunun psikolojik bir nedeni olup olmadığını veya altta yatan bir tıbbi durumun olup olmadığını nasıl anlarım?
*Sertleşme bozukluğunun yaşla bir ilgisi var mıdır? Yoksa her yaşta görülebilir mi?
*Sertleşme bozukluğu kardiyovasküler hastalık, böbrek hastalığı, diyabet veya başka bir ciddi tıbbi durumla ilişkili olabilir mi?
*Ürolog, endokrinolog, psikiyatrist veya cinsel terapi uzmanı gibi farklı bir branşa görünmem gerekir mi?
*Sertleşme bozukluğuna neden olduğu ileri sürülen yeme alışkanlıkları, alkol tüketimi, sigara kullanımı, egzersiz ve uyku miktarı gibi şeyler ne kadar önemlidir?
*Ne tür sertleşme bozuklukları mevcuttur?
*Nasıl bir tedavi öneriyorsunuz? Önerilen tedavilerin artıları ve eksileri nelerdir?
*Önerilen tedavi eğer başarılı olmazsa, bir sonraki adım ne olur?
*Sildenafil, tadalafil veya vardenafil gibi oral ereksiyon hapları hakkında çok şey duydum. Bunlardan hangisi benim için uygun olur?
1. Bugüne kadar hangi testleri yaptınız? (Renkli Doppler, Enjeksiyon vb.)
2. Sertleşme bozukluğu tedavisi amacıyla herhangi bir tedavi kullandınız mı? (Ereksiyon hapları vb.)
3. Ne tür bir yanıt aldınız?
4. Bu ilaçları düzenli kullanıyor musunuz?
5. İlaçlardan kaynaklanan herhangi bir yan etki yaşadınız mı? (Çarpıntı, başdönmesi, ağrılı sertleşme vb.)
İki tür tedavi bulunmaktadır.
1- Cerrahi öncesi tedaviler
Sertleşme bozukluğu için cerrahi öncesi tedaviler şunlardır:
– Danışmanlık / Psikoterapi / Seks Terapisi
– Oral ilaçlar (Ereksiyon hapları)
– Penil (kavernöz içi) enjeksiyonlar
– Vakum cihazları
2- Cerrahi tedaviler
– Penil protezler
– Penil vaskülarizasyon ve diğer cerrahiler (Derindorsagvendi)
Danışmanlık / Psikoterapi / Cinsel Terapi nedir?
Sertleşme bozukluğunun altında psikolojik bir neden çok sık rastlanan bir durumdur. Çünkü Sertleşme bozukluğu stres, cinsel kaygı ve / veya diğer zihinsel sağlık ve kişisel sorunlara bağlı olabilir.
Psikolojik tedaviler genellikle danışmanlık veya konuşma terapisini içerir ve cinsel sağlık uzmanı ile ilişkiler ve deneyimler hakkında konuşmayı içerir. Terapistler, bu sorunların çoğuyla başa çıkmanın etkili yollarını bulmaya yardımcı olabilir. Sertleşme bozukluğu nedeniyle ilişkisi etkilenen birçok çift için, bir terapistle birlikte bu konuyu konuşmak iyi sonuçlar verebilir, Tüm tedavi seçeneklerinin olası riskleri ve yararları, herhangi bir tedavi şekli seçilmeden önce hasta ile konuşulmalıdır. Çünkü hasta ve partner memnuniyeti birincil hedeftir.
Ereksiyon Hapları (PDE5I) ve Tedavi
Sertleşme bozukluğu tedavisi için ilk tedavi seçeneği Fosfodiesteraz-5 inhibitörleri (PDE5I) olarak adlandırılan ereksiyon haplarıdır. Bunlar etken madde ve ticari isim olarak Sildenafil (Vi*gra®), Vardenafil (Lev*tra®) ve Tadalafil (Ci*lis®) gibi oral ilaçlardır. Sertleşme bozukluğu yaşayan erkeklerin yaklaşık % 70’i oral ilaç tedavisinden fayda görmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu ilaçlar etki mekanizması olarak cinsel uyarılma anında penise kan akışını artırmak için tasarlandığından, sağlam sinirlere ve damarlara ihtiyaç duyarlar. Ancak bu kısımlardaki doku bütünlüğü veya mekanizma herhangi bir zarar görmüşse bu ilaçların da etkisi çok kısıtlı olacak veya hiç olmayacaktır. Bununla birlikte hasta başka tür rahatsızlıklardan dolayı (Tansiyon, Diyabet, Nitrat içeren kalp rahatsızlığı ilaçları vb.) kullandığı ilaçlar var ise bu hapların birlikte kullanımı sakıncalı olabilir. Kullanmadan önce mutlaka hekiminize danışmanız tavsiye edilir. Ayrıca reçetesiz kullanımı da önerilmemektedir.
Enjeksiyon Tedavileri
Hekimler hastalarına oral tedavilerin (ereksiyon hapları) artık işe yaramadığı ya da yetersiz kaldığı durumlarda doğrudan enjeksiyon yoluyla penise verilen ilaçları reçete edilebilir. Bu ilaçlar, Papaverin, Fentolamin ve Alprostadil’dir. Enjeksiyon tedavisi tek bir ilaç veya birkaç ilaç kombinasyonu olarak da kullanabilir. Tek ilaç enjeksiyon tedavisinde bir tür Prostaglandin E1 (PGE1) olan Alprostadil kullanır. “Bi-m*x” olarak adlandırılan 2 ilaç karışımı veya “Tri-m*x” olarak adlandırılan 3 ilaç karışımı kombinasyon terapileri, yukarıdaki en yaygın kullanılan ilaçların ikisinin veya üçünün karışımıdır (papaverin, fentolamin ve / veya alprostadil). Sertleşme bozukluğunda kullanılan kullanılan oral ilaç tedavilerine cevap vermeyen erkeklerin çoğu enjeksiyon tedavilerine bir süre olumlu yanıt vermektedir. Enjeksiyon tedavisinde başarı oranları yaklaşık % 85 civarındadır. Enjeksiyonlar, sertleşme bozukluğu için bazı oral ilaçlarla aynı anda kullanılmaması gereken oral nitratlar gibi ilaçları alan erkekler için de yararlı olabilir.
Enjeksiyonlar Nasıl Yapılır?
Penil enjeksiyonlar mümkünse mutlaka bir ürolog veya uzman hekim tarafından uygulanmalıdır. Enjeksiyon tedavisi, cinsel aktiviteden yaklaşık 5-10 dakika önce ilacın penisin dip kısmına (penisin başından en uzak olan kısmı) uygulanır. Enjekte edilen ilaç, penis içindeki kan damarlarının genişlemesine neden olur, bu da penise kan akışını arttırır ve ereksiyonu yani sertleşmeyi sağlar. Enjeksiyon terapilerinde ereksiyon süreleri genellikle 30 dakikadır. Enjeksiyon tedavisi haftada 3 kereden fazla yapılmamalıdır.
Sertleşme bozukluğu tedavisinde kullanılan enjeksiyonların yan etkileri nelerdir?
Enjeksiyon tedavisinin en korkulan yan etkisi uzun süreli ereksiyon tehlikesidir. Bu durum priapizm olarak adlandırılır ve penis dokusunda kalıcı ciddi hasarlara neden olabilir. 4-6 saatten daha uzun sürer ve oldukça acı veren bir durumdur. Böyle bir durumda 4 saati geçmeden mutlaka bir hekime başvurarak müdahale edilmesi gerekir. Bu ilaçların uzun süreli kullanımları çok ciddi sorunlara yol açabilir. Konu ile ilgili olarak mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Vakum Cihazları
Vakum cihazı nedir ve nasıl çalışır?
Vakum cihazı olarak adlandırılan cihazlar birçok ülkede yaygın olarak çok uzun süredir kullanılmaktadır. Bir doktora danışmadan kullanılmaması gereken cihazlardır. Bir boru içinde pompa vasıtasıyla yaratılan negatif basınç sayesinde penisin hacmini genişletip kan ile dolmasını sağlar. Penisin altına takılan halka ile oluşan bu sertliğin geri kaçması önlenerek ereksiyon korunur.
Vakum cihazı kullanmanın riskleri nelerdir?
En sık görülen problemler morarma, cilt tahrişi, ağrı veya rahatsızlık, uyuşma ve / veya hassasiyet kaybıdır. Uzun süreli kullanımlarda penisin dibine takılan halka tahrişe ve acılı hassasiyete neden olabilir.
Vitamin veya diğer besin takviyeleri almak sertleşme bozukluğu tedavilerinde yardımcı olur mu?
Bu konuyla ilgili olarak çok az bilimsel yayın bulunmaktadır. Piyasada bulunan birçok ürün Sağlık Bakanlığı tarafından onaysız ve reçetesiz olarak satılmaktadır. İçeriğinde bulunan maddeler mevcut durumu daha da kötüleştirebilir veya daha ciddi yan etkilere sebep olabilir. Hekiminize danışmadan bu tür ürünleri kesinlikle kullanmamalısınız.
Sertleşme bozukluğu tedavisi özel sigorta kapsamında mıdır?
Özel sağlık sigortası ile tedavi, sigorta şirketlerine ve sahip olduğunuz tedavi poliçelerine göre değişir. Ancak endikasyonlarınız uygun ise göre penil protezler kısmi olarak SGK kapsamında olabilir. Sertleşme bozukluğu için öngörülen tedavilerin özel sigorta veya SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığını belirlemek için bireysel olarak satıcı firma ile iletişime geçmek en doğru seçenektir.
Cerrahi olmayan tedavi seçenekleriyle sonuca ulaşılamadığı durumlarda diğer bir tedavi türü uygulanır ki bunlar da cerrahi yani ameliyatla çözümdür. Bu ameliyatlardan biri de penil vaskülarizasyon tedavisi denilen ameliyattır. Bu müdahalede damarların yolu değiştirilir ve penise yönlendirilir. Yani bir tür penis için bypass ameliyatı da denilebilir. Bu tedavi çok sınırlı kişide başarılı olur. Onun için her hastada bu tedaviyi uygulamak kolay değildir. Diyabet, hipertansiyon gibi hiçbir hastalığı olmayan genç hastalarda bu ameliyatın başarı şansı biraz daha fazladır. Ancak bu ameliyat sonrasında da hastaların birçoğu tekrar penil protez cerrahisi endikasyonu alarak tedavi olmaktadır.
En önemli seks hormonlarını düşündüğümüzde aklımıza önce östrojen ve testosteron gelir. Aslında erkek ve kadın metabolizmasının her ikisini de üretmesine rağmen, östrojeni kadınlarla ve testosteronu da erkeklerle otomatik olarak ilişkilendiririz. Sonuç olarak bu hormonların üretim miktarı ikincil seks özelliklerimizi oluşturur.
Obezite ile ilişkili yağ dokusunda artan östrojen seviyeleri, kişinin kardiyovasküler problemler ve tip 2 diyabet riskini artıran metabolik sendromun önemli bir belirtisidir. Yeni bir çalışma(*) yüksek yağlı bir diyetle beslenen tavşanlarda sertleşme bozukluğunun normal beslenen tavşanlara göre daha fazla etkilendiğini göstermiştir.
Östrojenin metabolik sendromla ilişkili sertleşme bozukluğundaki rolü hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla yapılan bir deneyde, tavşanlara yüksek yağlı bir diyet verildiğinde, obezite, dislipidemi ve glikoz intoleransı gibi insanlara benzer metabolik sendrom belirtileri görülmüştür. Hekiminiz size böyle hormon tedavisi içeren bir tedavi seçeneği sunuyorsa olası cinsel sorunların farkında olmak, karar verme sürecini daha iyi yönetmek adına mutlaka sizleri bilgilendirecektir.
Diyabet Hastalığı ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Sertleşme bozukluğu diyabetik erkeklerde oldukça yaygın bir sorun olup diyabeti olmayan erkeklere göre 4 kat daha fazla görüldüğü çalışmalarla (*) kanıtlanmıştır. Sertleşme bozukluğu diyabetli erkeklerde diyabet hastalığı olmayan erkeklere göre 10-15 yıl daha önce ortaya çıkar (*) Diyabetli hastalarda sertleşme bozukluğunun şiddeti yaş, zaman ve tedavi ile kontrol altına alınmazsa daha da artar. Diyabetin uygun tedavisi ile diyabetik erkeklerin sertleşme bozukluğundan etkilenme şansının azaldığını söyleyebiliriz ancak tamamen ortadan kalkmadığı bilimsel bir gerçektir.
Diyabet, vücudun metabolizması ile ilgilidir. Yediğimiz yiyeceklerin çoğu, kandaki bir şeker türü olan glikoza dönüşür. Sindirimden sonra, glikoz hücre büyümesine ve enerjisine yardımcı olmak için kan dolaşımına geçer. İnsülin adı verilen bir hormon, glikozu vücudun günlük yaşam için ihtiyaç duyduğu enerjiye dönüştürür. Bununla birlikte, diyabetli kişilerde vücut ya çok az insülin üretir ya da hiç insülin üretmez. Diyabetli insanlar yüksek ve düşük kan şekeri seviyelerinde sık sık değişiklik yaşayabilir.
Diyabetle ilişkili çok yüksek kan şekeri, penisi çeşitli şekillerde etkileyebilir ve sertleşme bozukluğuna yol açabilir. Bu etkiler kan damarı hasarı, sinir hasarı şeklinde görülerek sağlıklı bir cinsel işlevi bozabilir.
Diyabet, penisteki de dahil olmak üzere tüm vücutta nöropatiye (sinir uçlarının iltihabı) veya hasara neden olabilir. Bu hasarlı sinirler düzgün iletişim kuramaz ve oluşturulan emirler beyinden penise iletilemez. Bu durum cinsel ilişki için gereken sertleşmeyi zorlaştırır.
Sertleşme bozukluğu halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetik erkeklerde oldukça yaygın bir sorundur. Diyabeti bulunan kişilerde diyabeti olmayan erkeklere göre 4 kat daha fazla sertleşme bozukluğu görüldüğü çalışmalarla kanıtlanmıştır (*) Sertleşme bozukluğu diyabetli erkeklerde diyabet hastalığı olmayan erkeklere göre 10-15 yıl daha önce ortaya çıkabilir. Bu tip diyabetli hastalarda sertleşme bozukluğunun şiddeti hastanın yaşı arttıkça tedavi ile kontrol altına alınmazsa daha da artar. Diyabetin uygun tedavisi ile diyabetik erkeklerin sertleşme bozukluğundan etkilenme şansının azaldığı, ancak tamamen ortadan kalkmadığı bilimsel bir gerçektir.
Piyasada hap olarak bulunan ağızdan alınan sertleşme bozukluğu ilaçları diyabetli erkekler için işe yaramayabilir. Bu tip hastalar daha çok penil enjeksiyonlara veya penil implant (Mutluluk Çubuğu) ameliyatına ihtiyaç duyabilirler. Sertleşme bozukluğu diyabetik erkeklerde tanı koyulmamış kardiyovasküler (Kalp ve Damar) hastalıklarının da bir göstergesi olabilir.
Prostat Hastalığı ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Prostat, sadece erkeklerde bulunan bir organdır. Kabaca bir ceviz büyüklüğündedir. Mesanenin hemen altında bulunur. Prostat, idrar sırasında idrarı mesaneden dışarıya veya boşalma sırasında meni taşıyan tüp olan üretrayı çevreler. Prostat, boşalma sırasında ortaya çıkan sıvı olan meninin yaklaşık dörtte birini üretir.
Prostat bezinde gelişebilecek en yaygın üç sorun:
– Prostatit olarak da bilinen prostat iltihaplanması: Antibiyotiklerle tedavi edilebilir.
– Benign Prostat Hipertrofisi (BPH) : İyi huylu prostat büyümesi olarak da bilinir. BPH 50 yaşın üzerindeki erkeklerde sıklıkla görülür. Yaşlanma sürecinin doğal bir parçasıdır. BPH üretranın kademeli olarak sıkılmasına ve bazen de idrara çıkılmasını zorlaştırabilir. BPH ile ilişkili semptomlara alt idrar yolu semptomları da denir.
– Prostat Kanseri: Bu yaşlı erkeklerde en sık görülen kanserdir ve dünyada erkeklerin kanserden ölümlerinin Akciğer kanserinden sonra en yüksek ikinci nedenidir.
Prostat problemleri olan erkeklerde sertleşme bozukluğu olması sık rastlanan bir durumdur. Problem ne kadar şiddetli olursa, sertleşme bozukluğu da o kadar şiddetli olur. Bu zorluklar,
* Geceleri çok sık idrara çıkmak
* İdrar akışı olmadığı halde sık ve acilen idrara çıkma ihtiyacı hissetmek veya
* İdrara çıkmakta zorlanmak gibi belirtiler olabilir. Bu semptomlar BPH’ne (iyi huylu prostat büyümesi) bağlı olabilir. Yapılan bilimsel çalışmalar (1,2,3,4) alt üriner sistem semptomları (AÜSS) BPH ve Sertleşme bozukluğu arasında güçlü ve tutarlı bir bağlantı olduğunu göstermiştir.
İyi huylu prostat büyümesi veya prostat kanseri tedavisi için tüm prostat bezinin cerrahi olarak çıkarılması (Radikal Prostatektomi) veya mesane kanserinin tedavisi için mesane ve prostatın cerrahi olarak çıkarılması genellikle penise giden sinirlere ve arterlere zarar verir. Bu durumda erektil disfonksiyona yani erkeklerde sertleşme bozukluğuna neden olur. Sertleşme bozukluğu prostat kanserinin tedavisinde sık olarak kullanılan halk arasında ışın tedavisi olarak bilinen radyasyon tedavisinden de kaynaklanabilir. Ayrıca, prostat kanseri bulunduğu organ olan prostatın dışında diğer organlara yayıldığında (metastaz) başvurulan bir tedavi şekli olan hormon tedavisi de erkeğin cinsel arzusunu ve sertleşme fonksiyonunu azaltır.
Prostat kanseri teşhisi konulan erkeklerin prostat bezinin cerrahi olarak tamamen çıkarılması yoluyla yapılan tedaviye radikal prostatektomi ameliyatı adı verilir. Bu ameliyatı geçiren erkeklerin çoğunda geçici veya kalıcı sertleşme bozukluğu görülebilmektedir.
Radikal prostatektomi adı verilen işlem prostat ve çevresindeki dokuyu tamamen ortadan kaldıran bir ameliyattır. Bu nedenle hastalarda birçok yan etkileri bulunur. Bunların başında da ereksiyonu sağlayan sinir demetlerine ameliyatla zarar verilebilme ihtimalidir.
Sinirlerin çoğunluğu ameliyatta korunsa bile hastalar arasında geçici veya kalıcı sertleşme bozukluğu çok yaygındır.
Ameliyat sonrası sertleşme bozukluğu hastanın yaşına, anatomisine, kanserin derecesine ve ameliyattan önceki cinsel ilişki sıklığına bağlıdır. Çoğu çalışma, radikal prostatektomi ameliyatı olan erkeklerin % 50 ile % 80’inin ameliyattan sonraki ilk yıl için sertleşme bozukluğuna sahip olduğunu bildirmektedir. Sinir koruyucu cerrahi de bile sertleşme bozukluğunun düzelmesi 12-24 aya kadar sürebilir (*) Bu sürecin sonunda erkeklerin % 40 ile % 80’inde sağlıklı cinsel birleşme için sertleşme fonksiyonları geri döner.
Radikal prostatektomi sonrası diğer cinsel komplikasyonlar arasında en sık görülen yan etkiler kuru orgazm (meni akıntısı olmadan boşalma) ve erkeklerde penis boyunda kısalma sayılabilir.
1- Ereksiyon hapları ile oral tedavi, Sildenafil (V*agra®), Vardenafil (Lev*tra®) ve Tadalafil (C*alis®)
2- Enjeksiyon tedavisi, (Papaverin, Fentolamin ve Alprostadil)
3- Penil implantlar.
Prostat cerrahisini takiben sertleşme bozukluğu tedavisi için ilk tedavi seçeneği Fosfodiesteraz-5 inhibitörleri (PDE5I) olarak adlandırılan ereksiyon haplarıdır (*) Bunlar etken madde ve ticari isim olarak Sildenafil (V*agra®), Vardenafil (Lev*tra®) ve Tadalafil (C*alis®) gibi oral ilaçlardır. Erkeklerin yaklaşık% 70’i ameliyat sonrasında oral ilaç tedavisine cevap verebilmektedir.
Bu ilaçlar etki mekanizması olarak cinsel uyarılma anında penise kan akışını artırmak için tasarlandığından, sağlam sinirlere ve damarlara ihtiyaç duyarlar. Ancak bu kısımlardaki doku bütünlüğü herhangi bir zarar görmüşse bu ilaçların da etkisi çok kısıtlı veya hiç olmayacaktır.
Evet olabilir. Halk arasında Mutluluk Çubuğu olarak da adlandırılan penil protezler yüksek başarı oranıyla son basamak ve kalıcı tedavidir. Ayrıca penil protezler sertleşme bozukluğu sorununa doğala en yakın ve kalıcı çözüm sağlarlar.
Enjeksiyon tedavisi genellikle oral tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda 2. seçenek olarak kullanılır. Bazı çalışmalar enjeksiyonların % 95 başarı oranı elde edebileceğini bildirmekle beraber (*) uzun süreli kullanımda ciddi yan etkileri nedeniyle çok sık kullanımı önerilmemektedir.
Radikal prostatektomiden sonra hastaların en sık şikayetlerinin başında penis boyundaki kısalma gelir. Bir çalışmada (*) erkeklerin % 71’inde 0,5 ila 4 cm arasında değişen bir oranda penis boyunda kayıp yaşadığı rapor edilmiştir.
Bazı erkekler, prostat cerrahisini takiben cinsel aktivite ve / veya orgazm sırasında idrar sızdırabilir, ancak sızıntı miktarı ve sıklığı genellikle zamanla azalır. Sızıntıyı önlemeye yardımcı olmanın bir yolu, cinsel yakınlıktan önce mesaneyi tamamen boşaltmaktır.
Prostat kanseri olan erkeklerde cerrahi, hormonal ve radyasyon dahil olmak üzere 3 çeşit tedavi seçeneği vardır. Bununla birlikte erken evre uygun olan hastalarda en yeni tedavi seçeneği olan HIFU yöntemi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Tüm bu tedavilerin artıları ve eksileri olmakla birlikte sertleşme bozukluğu ve idrarını tutamama hastaların çoğu için tedavi sonrası (HIFU yöntemi hariç) ortak bir sorundur.
Radyasyon tedavisinin bir türü olan radyasyonun prostat kanseri hücrelerine mümkün olduğunca yakın yerleştirilmesini içeren tedavi şekline Prostat Brakiterapisi denir. Radyasyon teller vasıtası ile geçici olarak (geçici brakiterapi) veya prostatta kalan radyoaktif çekirdekler vasıtasıyla uzun süreli kalıcı şekilde (kalıcı brakiterapi) verilebilir.
Brakiterapi tek başına veya diğer tedavilerle birlikte uygulanabilir. Yan etkiler arasında sık idrara çıkma, idrar ve dışkıda kan veya ishal gibi yan etkileri görülebilir. Sertleşme bozukluğu da sık görülen başka bir yan etkidir. (*)
Bununla birlikte, bu tedaviden kaynaklanabilecek cinsel sorunların farkında olmak, karar verme sürecini daha iyi yönetmek adına hekiminize danışmanızda fayda vardır. Hekiminiz bu konuda size en uygun en iyi tedavi yöntemlerini sunacaktır.
Radyasyon Tedavisi (Radyoterapi) ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Radyasyon tedavisi, kanser hücrelerinin DNA’sına zarar vermek için odaklı bir şekilde yüksek düzeyde radyasyon kullanır.
Erkeklerin pelvis bölgesine uygulanan radyasyon tedavisi 3 şekilde sertleşme bozukluğuna neden olabilir:
1- Arteriyel hasar kan akışını engelleyebilir ve / veya penise kan taşıyan damarlara zarar verebilir
2- Pelvik bölgedeki sinirler kalıcı olarak hasar görebilir
3- Penisteki doku hasarı nedeniyle penise kan akışı azalabilir ve ‘’Venöz Kaçak’’ olarak adlandırılan peniste kanın cinsel ilişkiyi sonlandıracak kadar durmasını engelleyen rahatsızlık oluşur.
Radyasyon tedavisinden sonra oluşan yan etkilerin bazıları şunlardır:
– Ereksiyona ulaşamama veya sürdürememe (sertleşme bozukluğu .)
– Daha zayıf, daha az tatmin edici orgazm
– Boşalma sırasında ağrı
– Kuru orgazm (meni akıntısı olmadan orgazm)
– Daha az meninin boşaltılması
Radyasyon tedavisi sonrası sertleşme bozukluğu radyasyon tedavisinin en yaygın ve uzun süreli yan etkisidir.
Radyasyon terapisi nedeniyle % 20 – 80 oranında sertleşme bozukluğu riski vardır. Bilimsel bir çalışmada (*) radyasyon tedavisinden iki yıl sonra erkeklerin % 61.5’inde sertleşme bozukluğu olduğu bildirilmiştir. Bu durum hastanın yaşı, öncesinde aldığı kemoterapi ilaçları, tedavi öncesi genel sağlığı gibi birçok parametreye göre değişiklik gösterebilir.
En hassas radyasyon tedavisinde bile, erkekler tedaviden sonraki ilk birkaç ay boyunca sertleşme bozukluğu yaşayabilir. Radyasyon tedavisi yani radyoterapinin cinsel işlevlerde görülen yan etkilerinin çoğu yavaş ve kademelidir ve ortaya çıkması altı aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ne yazık ki, radyasyona bağlı sertleşme bozukluğu kalıcıdır.
Peyronie Hastalığı ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Penis dokusunda sert plakların oluşması ile peniste şekil bozukluğu oluşturan bir hastalıktır. Peyronie hastalığı (PH), penisin sertleşmesini sağlayan ve içine kan dolan penis tüplerini (korpus kavernosum) saran kılıfın (tunika albuginea) yapısında değişiklik oluşması ve bu değişikliğe bağlı olarak peniste şekil bozukluğu ve zaman zaman ağrı yapan sert plakların oluşması durumuna verilen genel isimdir.
Penis dokusunda oluşan bu durum (PH) erkekleri farklı şekillerde etkileyebilir. En belirgin semptom penisin eğriliğidir, ancak ağrı veya penis kısalması da sık görülebilir. Özellikle hastaların sağlıklı bir şekilde ilişkiye giremediği durumlarda psikolojik etkileri de oldukça fazladır.
Sertleşme bozukluğu, Peyronie hastalığı (PH) olan erkekler için başka bir yaygın sorundur. Çalışmalar, Peyronie hastalığı (PH) olan erkeklerin % 22 ila % 54’ünün başarılı bir cinsel ilişki için yeterince sertleşme sağlayamadığını göstermiştir (*)
Sertleşme bozukluğu yaşayan Peyronie hastaları için uygun birçok tedavi seçeneği vardır. Penisinizde buna benzer birtakım belirtiler dikkatinizi çekiyorsa bir hekime başvurmanız önerilir. Doktorunuz bu durum hakkındaki tedavi seçeneklerini size mutlaka anlatacaktır.
Mutluluk Çubuğu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Penil protezler veya halk arasında mutluluk çubuğu olarak adlandırılan penil implantlar, sertleşme bozukluğu yaşayan erkeklerde sırasıyla cerrahi olmayan tedaviler olan ereksiyon hapları, vakum cihazları ve en son enjeksiyon tedavisinde de yanıt alınamadığı durumlarda iktidarsızlığın en son ve kalıcı tedavi seçeneğidir. Bu tedavinin geri dönüşü olmadığı için hastaların doktorları ile bu tedavinin avantajları ve olası dezavantajları hakkında konuşmaları ve ikna olmaları çok önemlidir.
Bu ameliyat penis içindeki süngerimsi dokunun (corpora cavernosum) yaklaşık 1 saat süren bir ameliyatla sert veya şişirilebilir silindirlerle değiştirilmesi olarak açıklanabilir. Tüm penil protezlerde, cerrahi olarak yerleştirilen protezler vücut içinde tamamen gizlenmiştir. Dışarıdan bakıldığında hiçbir şekilde anlaşılmaz. Mutluluk çubuğu taktıran erkekler istedikleri zaman istedikleri kadar cinsel ilişkide bulunabilirler.
Her biri farklı çap ve uzunluklarda olan üç çeşit penil protezi seçeneği vardır.
* Malleable (Yani devamlı ereksiyon halinde duran) Tek Parçalı Penil Protezler (Tek Parçalı Malleable)
* İki Parçalı Penil Protezler (Yarı sert penil protezler)
* Üç Parçalı Şişirilebilir Protezler (İstenildiği an şişirilen) (Üç Parçalı X, Üç Parçalı AX)
Üç Parçalı Şişirilebilir protezler de kendi aralarında ikiye ayrılır.
- Sadece enine genişleyen üç parçalı şişirilebilir protezler (Üç Parçalı X)
- Enine ve boyuna genişleyebilen üç parçalı şişirilebilir protezler (Üç Parçalı AX)
Penis protezleri halk arasında daha çok mutluluk çubuğu diye adlandırılmaktadır. Ancak tıbbi kaynaklarda ise penil implant veya penil protez olarak geçer. Söz konusu protez sertleşme sorunu yaşayan hastaların penisinde kan dolarak sertleşmesi gereken kanalların işlevini yapamaması nedeniyle o bölgeye yerleştirilen hammaddesi medikal silikon olan gelişmiş ve kompleks bir protezdir. Şişirilebilir (Üç Parçalı X, Üç Parçalı AX) ve bükülebilir (Tek Parçalı Malleable) olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Aşağıda sırasıyla açıklamaları bulabilirsiniz.
- Malleable (Yani devamlı ereksiyon halinde duran)Tek Parçalı Penil Protezler (Tek Parçalı Malleable)
- İki Parçalı Penil Protezler (Yarı sert penil protezler)
- Üç Parçalı Şişirilebilir Protezler (İstenildiği an şişirilen) (Üç Parçalı X, Üç Parçalı AX)
İlk kullanılmaya başlanan protez çeşitleridir. Şişirilebilir protez ile malleable protez arasındaki en önemli fark, şişirilebilir protezin sertlik ve boyut kontrolüne izin vermesi ve daha doğal bir görüntüye sahip olmasıdır. Malleable protezler ise şişirilebilir protezler gibi teknolojik bir yapıya sahip olmadıkları için nispeten daha ekonomik bir tedavi yöntemidir. Dezavantajları, ise sürekli ereksiyon halinde kalmasıdır. Bu durum hastalarda konfor kaybına ve doğal olmayan bir görünüme neden olmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki hekiminiz böyle bir ihtiyaç oluştuğunda mevcut durumunuza en uygun protez çeşidini size önerecektir.
Her tedavi seçeneğinin artıları ve eksileri ile hastanın tedavi sonuçları hakkında gerçekçi beklentilere sahip olmasını sağlamak için tedavi eden doktor tarafından mutlaka bilgi verilmelidir.
Sertleşme bozukluğu tedavisinde bir diğer tedavi yöntemi 2 Parçalı kısmi şişirilebilir penil protezdir. 2 Parçalı penil protez takılan hastalarda memnuniyetsizlik oranı diğer protezlere kıyasla daha yüksektir. Bunun nedeni tam olarak ereksiyon ve indirme sağlanamadığı için hastaların 3 parçalı protezlerdeki doğal penis görüntüsüne sahip olamamasıdır. Ayrıca karmaşık yapısı nedeniyle mekanik bozulma oranı da oldukça yüksektir.
2 parçalı penil protezler rezervuar içermeyen yapısı nedeniyle enine ve boyuna genişlemeye uygun değildir. Ancak mevcut silindir yapısının genişliği kadar genişleme sağlayabilmektedir. 2 parçalı penis protezi ile yapılmış bir çalışma için yayınlanan editör yorumunda “Hekimlerin 2 parçalı penis protezlerin performans özellikleri nedeni ile bu modelin yerine 3 parçalı şişirilebilir penis protezlerini tercih ettiklerini” (*) belirtmektedir.
En yaygın kullanılan protez çeşididir. Yapılan ameliyatların yaklaşık % 75’ini oluşturan kısım üç parçalı şişirilebilir protezlerdir. Üç parçalı şişirilebilir penis protezleri daha farklı ve teknolojik olarak gelişmiştir. Penis protezleri 3 parçadan oluşmaktadır. Silindirler ve bağlantı kabloları, rezervuar ve pompa. Rezervuar dediğimiz parça içi sıvı dolu bir balon gibidir. Penil protez, penisin içine yerleştirilen şişirilebilir iki silindirden ve penis erekte olmadığı zaman içindeki yani protezdeki sıvıyı haznesinde depolayan bir adet rezervuardan oluşmaktadır. Penis protezi sıvıyı silindirlere pompalayacak bir adet pompa içerir. Bu pompa birkaç kez sıkıldıktan sonra rezervuardan gelen sıvıyı doğruca silindirlere doğru pompalamaya başlar. Bu sayede penis, içindeki silindirlerin sıvı dolması ile sertleşir ve erekte hale gelir. Cinsel ilişki bittikten sonra tekrar pompadaki ufak indirme düğmesine basılarak protez içindeki sıvının tekrar rezervuara ters istikamette dolması sağlanır. 3 Parçalı şişirilebilir penil protezler doğala en yakın görünüm ve kolay kullanımları ile çiftlerde yüksek memnuniyet oranları ve hastalarda da çok daha fazla özgüven sağlamaktadır.
Uzun süreli klinik veriler penil protezlerin oldukça etkili ve güvenilir olduğunu ortaya koymaktadır. Penil protez takan hastalar ile yapılan çalışmalarda(**) şişirilebilir penil protezlerin yaklaşık % 90-95’inin cinsel ilişkiye uygun bir sertliğe ulaştığını göstermektedir. Çalışmalar hem kullanıcılar hem de partnerleri ile ilgili memnuniyet oranlarının %90’ların üzerinde olduğunu (*) ve erkeklerin büyük çoğunluğu aynı durumu tekrar yaşasalar bu tedavi seçeneğini tekrar seçeceklerini bildirmiştir. Bilimsel çalışmalar, penil protezi ameliyatı olan hastaların sertleşme bozukluğu şikayetlerinde tek parçalı (malleable) ya da şişirilebilir 3 parçalı penil protez farketmeksizin durumlarında radikal bir düzelme görüldüğünü göstermektedir. Geriye yönelik yapılan diğer araştırmalar, 6-12 aylık kullanımdan sonra memnuniyet oranlarının daha da arttığını ve penil protezi ameliyatını izleyen ilk 6 ayda hastalarda önemli bir iyileşme ve rahatlık olduğunu ortaya koymuştur.
Mutluluk çubuğu kullanan erkekler protezin yarattığı sertliğin ve görünümün doğal göründüğünü bildirmektedir. Ayrıca penil protezi kullanan hastaların istediği her an ve süre boyunca ereksiyon olacaklarını bilmelerinin büyük bir rahatlık olduğunu da eklemek gerekir.
Cerrahi yaklaşım hangi protez tipinin kullanıldığına, hastanın öyküsüne ve cerrahın tercihine göre değişir. Anestezi altında yapılan ameliyat sırasında 3 parçalı şişirilebilir penil protez, penisin üzerinde, alt karın ve skrotumda yapılan bir kesi yoluyla yerleştirilir. Bu arada idrarı boşaltmak için kısa bir süre idrar yoluna ve mesaneye ince, esnek bir tüp (sonda) yerleştirilir.
Genellikle küçük bir cerrahi kesim ya karın dokusu ile penisin birleştiği yerde ya da testis torbasının (skrotum) penis ile birleştiği sınırın altından yapılır. Bu prosedürde hiçbir doku çıkarılmaz ve kan kaybı genellikle çok azdır. Bu nedenle neredeyse hiçbir zaman kan nakli gerekmez. Aynı ameliyat günü hastalar eve gidebilir veya bir gece hastanede kalabilirler. Bu hekimden hekime ve hastane prosedürlerine göre değişkenlik gösterebilir. Bu operasyonun gerçekleştirilmesi yaklaşık bir saat sürer.
Penil protez implantasyonundan sonra yaklaşık 2-4 hafta boyunca ağrı, şişlik veya morarma görülebilir. Bu durumlarda hekiminiz size ağrı kesici bir ilaç başlayabilir. Hastalar protez ameliyatından 4-6 hafta sonra hekimin onaylaması durumunda cinsel ilişkiye girebilir.
Ne takılan protez ne de bu iş için yapılan ameliyat hastalarda cinsel ilişkiden zevk almayı orgazmı veya boşalmayı etkilemez. Hasta eskisi gibi cinsel aktivitede bulunabilir, çocuk sahibi olabilir. Penil protezler peniste sertleşmeyi arttırır, ancak penisi rutin olarak uzatmazlar.
Ana riskler;
1-Enfeksiyon,
2-Erozyon ve
3-Mekanik arızalardır.
Protezin takılmasından sonra nadir de olsa (%1,5 – 3 oranında) enfeksiyon gelişebilir. Böyle bir durum meydana gelirse, çoğu zaman enfeksiyonu ortadan kaldırmak için protezin çıkarılması gerekecektir. Protez çıkarıldıktan sonra, başka bir protezin yeniden takılması için birkaç ay gerekebilir. Bir diğer tedavi şekli ise ‘’Salvage Therapy’’ denilen kurtarma tedavisi cerrahisidir. Bu kurtarma tedavisinde enfekte protez çıkarılır, kanallar antibiyotik ile yıkanır ve aynı anda yeni bir protez ile değiştirilir. Yapılan çalışmalar(*) bu tedavi şekli ile tekrar yapılan ameliyatların % 80’inin tekrar enfekte olmadığını ve iyileştiğini göstermektedir. Bu yaklaşımın avantajı, protezin çıkarılması nedeniyle oluşabilecek penis boyundaki kısalmayı kanallardaki doku kaynamasını önlemesidir.
Protezin etrafındaki dokunun hasar görmesi ve protezin bir şekilde dışarı çıkması durumu yani erozyon genellikle enfeksiyonla ilişkilidir ve bazı durumlarda çıkarılmasını gerektirir.
Ameliyat sonrası penil protez cerrahisi komplikasyonları yaygın olmamakla birlikte, şişirilebilir protezlerde malleable protezlere göre daha fazla mekanik arıza görülme olasılığı bulunmaktadır. Bu cihazlardaki en yaygın arıza nedeni silindirlerdeki sızıntı yani sıvı kaybıdır. Bu durum mevcut sıvının vücuda sızmasına neden olur. Ancak bu protezler zararsız, vücut tarafından emilebilen normal salin içerir. Mekanik arızalar hastaların % 15-30’unda protez yerleştirildikten sonraki 10-15 yıl içinde görülebilir.
Diğer daha az yaygın mekanik komplikasyonlar arasında protezin kendiliğinden şişmesi (otomatik şişme) yer alır. Ancak yeni teknoloji ile üretilen İnfla10 protezlerde bu sorun ortadan kalkmıştır.
Penil protez yerleştirilmesi erkeğin orgazma ulaşma yeteneğini, boşalmayı ve aldığı zevki değiştirmez. Ancak, penil protez yerleştirildikten sonra, doğal yollarla sertleşme yeteneğini yok edeceğini de unutmamak gerekir. Ancak zaten hastanın şikâyeti sertleşememe olması nedeniyle hastalar bu durumu dikkate almazlar.
Tüm tıbbi süreçlerde olduğu gibi, hangi protezin ve tedavinin en iyi olduğunu belirlemek için penil protez cerrahisinde olası riskleri ve komplikasyonları bir doktora danışmak önemlidir.
Penis protezlerinin maliyeti (mutluluk çubuğu fiyatları) size uygun olan proteze, hastane seçimine ve cerrahi sonrası kaldığınız gün sayısına göre değişebilmektedir. Sağlık hizmeti kapsamı ile tedavi maliyeti duruma göre değişiklik gösterir. Bununla birlikte, bu operasyon için kısmen SGK kapsamından da faydalanılabilir. Çünkü çoğu sertleşme bozukluğu vakalarının ardında genellikle başka bir rahatsızlık bulunmaktadır. Bu konuda daha iyi bilgi alabilmek ve sertleşme bozukluğu için öngörülen tedavilerin sigorta tarafından karşılanıp karşılanmadığını belirlemek için bireysel olarak ürün sağlayıcı firma iletişime geçmek en doğru seçenektir.
Genellikle operasyondan 1 gün sonra cerrahınız tarafından pansumanın çıkarılmasını takiben hastaneden taburcu olabilirsiniz. Operasyondan sonra birkaç gün ile birkaç hafta arasında kişiden kişiye değişmek üzere penisinizde ağrı, acı ayrıca penisiniz ve skrotumda (Testis torbası) şişlik ve kızarıklık yaşama durumu olabilmektedir. Bu durum çok normaldir ve size hekiminiz tarafından verilecek ağrı kesiciler ve soğuk uygulamalar ile bu süreç tedavi edilerek kolaylıkla atlatılabilmektedir. Operasyondan sonra ilk 2 veya 3 gün içerisinde ilgili bölümde bulunan ameliyat kesisinden az miktarda akıntı olabilir. Bu oluşan akıntı çoğunlukla kendiliğinden geçer ve herhangi bir tedavi gerektirmemektedir.
Operasyondan sonra dört veya altı hafta boyunca aşağıdaki hususlara dikkat etmeniz gerekmektedir:
• Binicilik ve ağır spor faaliyetlerinden (At, Bisiklet, yüzme gibi) kaçınmanız gerekmektedir.
• İyileşme süresi boyunca hekiminiz size izin vermedikçe cinsel ilişkiye girmeyiniz.
• Özellikle diyabet (şeker) hastası iseniz ameliyat sahasının temizliğine ve hijyenine çok dikkat etmeniz gerekmektedir
• Size reçete edilen ilaçları mutlaka kullanınız ve diğer aldığınız ilaçları hekiminize bildiriniz.
• Her gün bir veya iki litre sıvı tüketmeye gayret ediniz ve özellikle su içmeye çalışınız.
• 5 kg’dan ağır yük kaldırmamaya özen gösteriniz
• Ağır egzersizlerden yorucu faaliyetlerden uzak durunuz
• Banyodan ziyade hafif duş almanız tavsiye edilir
• Termal banyolardan, sıcak ve buhar dolu sauna, hamam gibi yerlerden 6 hafta boyunca uzak durunuz
• Havuz, deniz ve yüzme aktivitelerinden de 6 hafta boyunca uzak durunuz
• Diyetiniz kabızlığa yer vermeyecek şekilde sebze ve pişirilmiş gıdalardan oluşmalıdır.
Penis protezinin ilk kez şişirilmesi için hekiminiz size uygun bir randevu zamanı ayarlayacaktır ve bu işlem ameliyat yerinizdeki şişlik ve ağrılar sonlandıktan sonra (genellikle dört veya altı hafta sonra) yapılmaktadır. Doktorunuzun vereceği onay sonrasında cinsel aktivite de bulunabilirsiniz.
Aşağıdaki belirtilerde mutlaka üroloji uzmanınızı bilgilendiriniz:
• Herhangi bir şekilde ameliyat yerindeki şişlik çok fazlalaşır ve geçmezse
• Ameliyat yerindeki akıntı her gün artarak ve çok miktarda oluyorsa
• Ağrılarınız artarak çoğalıyorsa
• Ameliyat kesisinde giderek artan bir kızarma, kızarıklık ve hassasiyet fark ederseniz
• Ateş derecenizde artış gözlemlerseniz
Mutluluk Çubuğu İle İlgili Videolu Cevaplar
- Mutluluk Çubuğu Nedir
- Mutluluk Çubuğu Teknolojisindeki Gelişmeler
- Mutluluk Çubuğu Ameliyatı, İyileşme ve Adaptasyon
- Mutluluk Çubuğu Sonrası Yaşam
- Penis Boyutu ve Erken Boşalma ile Mutluluk Çubuğu İlişkisi
- Mutluluk Çubuğu Ameliyatı Riskleri
- Mutluluk Çubuğu Çeşitleri Nelerdir ve Nasıl Çalışırlar
- Mutluluk Çubuğu Başarısı ve Uygulanma Sıklığı
- Mutluluk Çubuğu Cinsel İsteksizliğe Çözüm Olur mu?
- Mutluluk Çubuğu Cinsel Zevki Nasıl Etkiler?
- Mutluluk Çubuğu İstendiğinde Çıkarılabilir mi?
- Mutluluk Çubuğu Hangi Durumlarda Takılır?
- Mutluluk Çubuğu Kimlere Takılır?
- Mutluluk Çubuğu Nasıl Takılır?
- Mutluluk Çubuğu Takılan Kişi Boşalır mı?
- Mutluluk Çubuğu Penis Boyunu Uzatır mı?
- Mutluluk Çubuğu ile Penis Eğriliği Düzeltilebilir mi?
- Mutluluk Çubuğu Sertleşme Nasıl Gerçekleşir?
- Penis Protezi Nedir?
- Şişirilebilir Mutluluk Çubuğu Özellikleri Nelerdir?
- Mutluluk Çubuğu Taktıranlar Çoçuk Sahibi Olur Mu?
- Her Sertleşme Bozukluğu Olan Hastaya Penil Protez Tedavisi Uygun mudur?
- Tek Parçalı Mutluluk Çubuğu Hakkında Her Şey
Referanslar
Erektil Disfonksiyon İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
International Journal of Impotence Research “Early onset erectile dysfunction is usually not associated with abnormal cavernosal arterial inflow” http://www.nature.com/ijir/journal/v25/n6/full/ijir201317a.html |
Diyabet Hastalığı ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kamenov et al. Exp Clin Endocrinol Diabetes 2015 Maiorino et al. Diabetes Metab Syndr Obes. 2014 Kızılay et al., Sex Med Rev. 2017 |
Mutluluk Çubuğu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
(*) Ref: Çayan S, Aşcı R, Efesoy O, Bolat MS, Akbay E, Yaman Ö, “Comparison of Long-Term Results and Couples’ Satisfaction with Penile Implant Types and Brands: Lessons Learned From 883 Patients With Erectile Dysfunction Who Underwent Penile Prosthesis Implantation”, J Sex Med. 2019;16(7):1092–1099. |
(*)The patient and partner satisfaction rates were higher in the three-piece implant group than in the malleable and two-piece implant groups (p <0.001). Ref: Çayan S, Aşcı R, Efesoy O, Bolat MS, Akbay E, Yaman Ö, “Comparison of Long-Term Results and Couples’ Satisfaction with Penile Implant Types and Brands: Lessons Learned From 883 Patients With Erectile Dysfunction Who Underwent Penile Prosthesis Implantation”, J Sex Med. 2019;16(7):1092–1099. (**) “Most patients prefer the 3-piece inflatable devices due to the more “natural” erections obtained. Likewise, 3-piece inflatable devices provide the best rigidity and the best flaccidity because they will fill every part of the corporal bodies” https://uroweb.org/guideline/sexual-and-reproductive-health/ |
(*) Salvage technique is an alternative procedure with a high success rate (82%) J.J. MulcahyLong-term experience with salvage of infected penile implants J Urol, 163 (2000), pp. 481-482 |
Prostat Hastalığı ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
1. Martin-Morales A et al. J Urol. 2001;166:569-575. 2. Braun M et al. Int J Impot Res. 2000;12:305-311. 3. Goldstein I. Am J Cardiol. 2000;86(suppl):41F-45F. 4. Feldman HA et al. J Urol. 1994;151:54-61. |
Erectile Function after Radical Prostatectomy: A Review E.J.H. Meuleman∗,’Correspondence information about the author E.J.H. MeulemanEmail the author E.J.H. Meuleman, P.F.A. Mulders Department of Urology, University Medical Center, P.O. Box 9101, 6500 HB Nijmegen, The Netherlands |
Erectile dysfunction post-radical prostatectomy – a challenge for both patient and physician O Bratu,*,** I Oprea,*** D Marcu,* D Spinu,*,** A Niculae,**,**** B Geavlete,**,***** and D Mischianu*,** |
Erectile dysfunction post-radical prostatectomy – a challenge for both patient and physician O Bratu,*,** I Oprea,*** D Marcu,* D Spinu,*,** A Niculae,**,**** B Geavlete,**,***** and D Mischianu*,** |
Sexual Dysfunction After Radical Prostatectomy Raanan Tal, John P. Mulhall in Sexual Function in the Prostate Cancer Patient (2009) |
Erectile dysfunction following radiotherapy and brachytherapy for prostate cancer: pathophysiology, prevention and treatment Cem Akbal, İlker Tinay, Ferruh Şimşek & Levent N. Turkeri International Urology and Nephrology volume 40, pages355–363(2008) |
Radyasyon Tedavisi (Radyoterapi) ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Erectile dysfunction following radiotherapy and brachytherapy for prostate cancer: pathophysiology, prevention and treatment Cem Akbal, İlker Tinay, Ferruh Şimşek & Levent N. Turkeri International Urology and Nephrology volume 40, pages355–363(2008) |
Peyronie Hastalığı ve Sertleşme Sorunu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
The prevalence of Peyroniee’s disease: results of a large survey U. Schwarzer F. Sommer T. Klotz M. Braun B. Reifenrath U. Engelmann First published:07 July 2008 https://doi.org/10.1046/j.1464-4096.2001.02436.x |